Yaklaşık olarak 10 sene süren mesleki sınavlar ve yoğun mesai dönemlerinden sonra nefes alamaz olmuştum; çünkü okuduğum kitaplar ve kendi deneyimlerim bana daha güzel şeyleri yapmayı, insanlık için faydalı bir şeyler yapmamı zorluyordu adeta. Geçen sene Zimbabve’de aslanlarla ilgili bir projede gönüllü olarak çalıştığımda Afrika’nın güzel çocuklarıyla tanışmış ve onları unutamamıştım. Tüm bunlardan sonra Afrika’nın çeşitli ülkelerinde çocuklar için gönüllü çalışmalarda bulunmayı planladım. Mayıs 2018’de ilk durağım Kenya’nın Nairobi şehrindeki Safisha Africa School olacaktı.
Afrika hazırlıklarını yaparken zamanın nasıl geçtiğini bile anlamadan yolculuk saatim geldi. Qatar havayollarıyla mutsuz bir yolculuğum ardından Nairobi’ye iniş yaptım ve hayatımdaki en güzel deneyimlerinden bir tanesi başlamış oldu. Artık Afrika’da bir eğitim gönüllüsüydüm ve çocukları görmek için çok sabırsızdım.
Projenin amacı fakir ailelerin çocuklarına eğitim vermek. Projenin yöneticisi ise eşi tarafından çocuklarıyla birlikte terk edilmiş Alice isminde melek gibi bir kadın. Öyle çalışkan bir kadın ki…Hem ev kadını, hem öğretmen, hem anne, hem de okul işleriyle (kira, öğrencilere yemek, finansal işler) uğraşan biri. Nairobi’de geçirdiğim 1 ay boyunca Alice’in haftasonları da dahil dinlendiğini hiç görmedim. Okul haricinde evin bir kısmını yetimhaneye çevirmiş ve 9 yetime annelik yapıyor. Biz gönüllüler de evinde kalıyorduk. Hep güleryüzlü, çok küçük aksaklıklar için çok büyük özürler dileyen, hem yardımsever, muazzam bir kadın.

Okul, yaklaşık olarak 100 civarında öğrencinin eğitimini yürütüyor. Sınıflar çok küçük, koşullar ağır. Sınıfın bir tanesinin iki tarafı duvarla kaplı; bahçede yer yaratmışlar bu sınıf için. Bazı dersliklerde iki sınıf bir arada tek bir hoca tarafından eğitiliyordu. Ama hocalar çok saygılı, çok sevecen insanlardı ve ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlardı. Ekonomik zorluklardan dolayı aşçısı olmayan okulda çocuklar için yemekleri de hocalar hazırlıyorlardı. Okuldaki yemekler her gün fasülye ve pilavdan oluşuyordu. Bu yemek çocuklar için çok önemliydi. Alice bir gün yemek sırasında bana bazı çocukların günde sadece bir öğün yemek yediklerini ve bu öğünün de okuldaki yemek olduğunu söylemişti. Çocukları yemek yerken görmelisiniz. Sessizce sıraya girip, yemeklerini alan çocuklar bahçeye oturup yine sessizce yemeklerini keyifle yiyorlardı. Karnı doymayanlar her halinden belli olan çocuklar öğretmenler tarafından çağrılıyor; öğretmenlerin ya da biz gönüllülerin tabaklarındaki yemekler paylaşılıyordu.

Okulda kırtasiye malzemelerinin kıtlığı da problem. Çocukların kalemi zaten yoktu. Her gün hoca tarafından kalem veriliyor, sonrasında ise tekrardan geri alınıyordu. Aynı yemekler gibi kalemler de israf edilmiyordu. O kadar küçük kalemler gördüm ki, yarım parmak uzunluğundaydı. Birkaç kez öğrencilerin defteri bitti ve başka defter olmadığı için onlara boş kağıt verildi. Tüm bu zorluklara rağmen çocukların efendiliği hayranlık uyandırıcıydı. Bu sadece benim değil, diğer gönüllülerin de dikkatini çekmişti. Her zaman söz dinlerlerdi. Bazen çok utangaçlardı. Okuldan ayrıldıktan sonra bile onların fotoğraflarına bakarım ve gülümserim. Sabahları sınıflara girdiğim zaman ayağa kalkarlar; ben onlara “günaydın” dedikten sonra “günaydın Serkan öğretmenim” diye cevap verirlerdi. Bu merasim küçük sınıflarda çok gürültülü olur; sınıfın seviyesi arttıkça daha bir efendileşirdi. Bu arada, hepsinde bir fotoğraf hastalığı var. Fotoğraf çekilmeye ve daha sonra kendi fotoğraflarına bakıp kahkaha atmaya bayılıyorlar.

Projedeki gönüllülüğüm boyunca çok iyi insanlarla tanıştım. Benim orada bulunduğum dönemde Belçika, İtalya, İspanya, Fransa gibi ülkelerden gönüllüler geldi ve onlar da benim hissettiklerimi aynen hissettiler. Kimisi ayrılırken ağladı, kimisi sosyal medyada özlemlerini hatırlatıp durdular. Bizim aramızda da çok iyi dostluklar oldu. Beraber güldük, çocuklarla oynadık, akşam yemeklerinde çocuklarla çekildiğimiz fotoğrafları birbirimize gösterdik, haftasonları ve Nairobi’nin tadını çıkardık, safari turlarına katıldık. Kenya’nın keyfini almamıza aile de çok yardımcı oldu. Alice’in oğlu Willy gerçekten tam bir dost oldu, bizi çok güldürdü.
Hepsini çok özlüyorum.
Eğer siz de gönüllü olarak gitmek istiyorsanız, benimle ya da aşağıdaki link aracılığıyla Alice ile iletişime geçebilirsiniz.
Projenin facebook sayfası:
https://www.facebook.com/SafishaAfricaWelfareFoundation/


Nairobi İzlenimlerim ve Tavsiyelerim
Bright English School’da Gönüllü Olmak